ATA SÖZÜ

Bir farecik dolaşırmış bir gün, ırmak kenarında. Bir kurbağa gözüne kestirmiş onu, öğle yemeği için. Farecik çevik mi çevik… Nasıl yakalayacak
kurbağa onu? Bir tuzak kurmuş aklınca. “Fare kardeş,” demiş, “karnın aç biliyorum, yiyecek bir şeyler arıyorsun kıyı boyu. Buyur, beraber yiyelim öğle yemeğini. Benim evde yemek hazır!” Farecik, sevinmiş bu yakınlığına kurbağanın. Hemen sormuş: “Evin nerede?” “Hemen şurada, ırmağın ortasındaki sazların arasında!” “Ben oraya kadar yüzemem ki!” “Benim bir salım var; ona biner gideriz birlikte.

Ama düşmemek için bağlamalıyız ayaklarımızı bir iple.” İpin bir ucuna kendi ayağını, öbür ucuna da fareciğin bir ayağını bağlamış.

Bir saz parçasına tutunup bırakmışlar akıntıya kendilerini. Sazlara doğru yaklaşırken, kurbağa dalıp suya, yüzmeye başlamış dibe doğru.

Bir ayağından ona bağlı farecik de başlamış çırpınmaya, boğulmamak için! Kurbağa suyun altına inmeye çalışırken farecik de suyun üstünde kalmaya çalışıyormuş…

Fareciğin dalıp çıkışını, havadan fark etmiş bir atmaca… Süzülüp suyun yüzüne doğru, yakaladığı gibi fareciği havalanmış birden! Ama o ne? Bir de kurbağa yükselmiyor mu fareciğin peşinden!

Ayaklarından birbirlerine bağlı olduklarını görünce bir iple, anlamış her şeyi. Gülmüş içinden, “Böyledir işte,” demiş, “aldatan, aldanır!”

ATA SÖZÜ
Zurnada Peşrev Olmaz Ne Çıkarsa Bahtına

Kendini beğenmiş bir İstanbullu, Edirne’ de bir düğüne davet edilir. Düğün yemeğinden sonra hep birlikte bahçeye çıkılır. Oyun havaları eşliğinde bir süre eğlenildikten sonra, sıra istek parçalarına gelir. Onun konuk olduğunu bilen zurnacı yaklaşıp, “Çalmamızı arzu ettiğiniz herhangi bir parça var mı?” diye sorar. Zurnacıya küçümseyerek bakan İstanbullu, “Kala kala …

ATA SÖZÜ
Zorla Güzellik Olmaz

Poyraz ile Güneş, bir gün sıkı bir iddiaya girmişler. Poyraz, “Ben insanlara istediğimi yaptırırım,” demiş. “Hayır,” demiş Güneş, “asıl ben istediğimi yaptırırım.” O sırada, tarlasında çalışan bir adam görmüşler. Poyraz, “Var mısın” demiş Güneş’e, “adama üstündeki giysileri sen mi çıkartacaksın, ben mi? “Varım,” demiş Güneş, “Hadi, sen başla önce… Adama …

ATA SÖZÜ
Yerin Kulağı Var

Eskiden, çok eskiden Ege Bölgesi’nde Frigyalılar hüküm sürerken bugünkü Dinar kasabasında bir çocuk dünyaya gelir. Marsiyas adı verilen çocuk, küçük yaşta müziğe merak sarar. Frig havaları besteler, yurdunun doğa tanrısı Pan’a ilahiler yazar. Kamışa yedi delik açarak, bugün çaldığımız flüt, ney ve kavalın ilk örneğini icat eder. İcat etmekle kalmaz; …