Zorla Güzellik Olmaz

ATA SÖZÜ

Poyraz ile Güneş, bir gün sıkı bir iddiaya girmişler. Poyraz, “Ben insanlara istediğimi yaptırırım,”
demiş. “Hayır,” demiş Güneş, “asıl ben istediğimi yaptırırım.” O sırada, tarlasında çalışan bir adam görmüşler. Poyraz, “Var mısın” demiş Güneş’e, “adama üstündeki giysileri sen mi çıkartacaksın, ben mi? “Varım,” demiş Güneş, “Hadi, sen başla önce… Adama üstündekileri çıkart da görelim…”
Poyraz başlamış esmeye… Giderek hızını artırıp, adamın giysilerini üstünden çekip çıkartacağını düşünmüş… Ama düşündüğü gibi gelişmemiş olaylar. Poyraz estikçe üşüyen adam, daha sıkı sarılmış şapkasına, ceketine, gömleğine. Yorulmuş sonunda Poyraz, “Peki,” demiş Güneş’e, “seni görelim biraz da!” “Tamam,” demiş Güneş, yavaş yavaş ısıtmaya başlamış ortalığı. Sıcaklayan adam, önce şapkasını çıkartıp bir kenara koymuş. Biraz sonra da ceketine gelmiş sıra. Ceketinden sonra, gömleğinin düğmelerini çözmeye başlayınca adam, Poyraz çok şaşmış bu işe. Güneş’e dönüp, “Nasıl oldu bu iş, anlamadım?” demiş. “Bunda anlamayacak ne var?” diye cevap vermiş Güneş, “zorla güzellik olmaz, hepsi bu!”

ATA SÖZÜ
Zurnada Peşrev Olmaz Ne Çıkarsa Bahtına

Kendini beğenmiş bir İstanbullu, Edirne’ de bir düğüne davet edilir. Düğün yemeğinden sonra hep birlikte bahçeye çıkılır. Oyun havaları eşliğinde bir süre eğlenildikten sonra, sıra istek parçalarına gelir. Onun konuk olduğunu bilen zurnacı yaklaşıp, “Çalmamızı arzu ettiğiniz herhangi bir parça var mı?” diye sorar. Zurnacıya küçümseyerek bakan İstanbullu, “Kala kala …

ATA SÖZÜ
Yerin Kulağı Var

Eskiden, çok eskiden Ege Bölgesi’nde Frigyalılar hüküm sürerken bugünkü Dinar kasabasında bir çocuk dünyaya gelir. Marsiyas adı verilen çocuk, küçük yaşta müziğe merak sarar. Frig havaları besteler, yurdunun doğa tanrısı Pan’a ilahiler yazar. Kamışa yedi delik açarak, bugün çaldığımız flüt, ney ve kavalın ilk örneğini icat eder. İcat etmekle kalmaz; …

ATA SÖZÜ
Yemeyenin Malını Yerler

Arife günü, Nasrettin Hoca’nın karısı baklava yapmış. Hoca baklavadan bir dilim atmış ağzına, çok hoşuna gitmiş. Bir dilim, bir dilim daha derken… Tepsinin yarıya indiğini gören karısı, “Yarın bayram, gelen gidene ne ikram edeceğiz?” deyip almış Hoca’nın önünden tepsiyi, kaldırıp saklamış. Gece uyku tutmamış Hoca’yı. Baklavada aklı. Karısının uyumasını bekledikten …