Söyleyenden Dinleyen Arif Gerek

ATA SÖZÜ

Makbul İbrahim Paşa, küçük yaşta esir alınıp saraya getirilmişti. Sarayda yetişti. Kanuni küçük yaştayken ona arkadaşlık yaptı. Üstün zekâsı ve hoşsohbet tavrıyla hem sevildi hem de sarayda hızla yükseldi. Kanuni, İbrahim Paşa’yı o kadar seviyordu ki, onu sadrazamı olarak görmek istiyordu.
Ama bunu, halen sadrazamı olan ve çok sevdiği Piri Mehmet Paşa’ya açıkça söyleyemiyordu. Bir gün sohbet ederlerken, “Lala,” dedi, “hizmetinden çok memnun olduğumuz, bağlılığından hiç kuşku duymadığımız… bize çok yakın… çok sevdiğimiz bir dostumuz var…” Sadrazam Piri Mehmet Paşa, Sultan’ın kimden söz ettiğini hemen anladı. Kanuni, konuşmasın  sürdürerek, “Halen çok yakınımızda, yüksek bir görevde çok başarılı çalışmalar yapan bu zatı, daha yüksek bir göreve çıkarmak isteriz… Lâkin bilmem ki hangi makama çıkarsak? Ne dersin lala?” Piri Mehmet Paşa, Kanuni’nin ne demek istediğini anlamıştı. Hiç duraksamadan cevap verdi:”Böyle değerli, çalışkan, becerikli ve hünkârımıza bu kadar yakın bir zata, ancak bendenizin makamını uygun görmek gerekir sultanım!” Bir türlü söyleyemediği şeyi, sadrazamdan duyunca çok sevinen ve şaşıran Kanuni, “Lala, benim muradım da buydu; nerden bildin?” diye sordu. Sultanın önünde saygıyla eğilen Piri Mehmet Paşa, “Hünkârım,” dedi, “yerine göre… Söyleyenden, dinleyen arif gerek!”

ATA SÖZÜ
Zurnada Peşrev Olmaz Ne Çıkarsa Bahtına

Kendini beğenmiş bir İstanbullu, Edirne’ de bir düğüne davet edilir. Düğün yemeğinden sonra hep birlikte bahçeye çıkılır. Oyun havaları eşliğinde bir süre eğlenildikten sonra, sıra istek parçalarına gelir. Onun konuk olduğunu bilen zurnacı yaklaşıp, “Çalmamızı arzu ettiğiniz herhangi bir parça var mı?” diye sorar. Zurnacıya küçümseyerek bakan İstanbullu, “Kala kala …

ATA SÖZÜ
Zorla Güzellik Olmaz

Poyraz ile Güneş, bir gün sıkı bir iddiaya girmişler. Poyraz, “Ben insanlara istediğimi yaptırırım,” demiş. “Hayır,” demiş Güneş, “asıl ben istediğimi yaptırırım.” O sırada, tarlasında çalışan bir adam görmüşler. Poyraz, “Var mısın” demiş Güneş’e, “adama üstündeki giysileri sen mi çıkartacaksın, ben mi? “Varım,” demiş Güneş, “Hadi, sen başla önce… Adama …

ATA SÖZÜ
Yerin Kulağı Var

Eskiden, çok eskiden Ege Bölgesi’nde Frigyalılar hüküm sürerken bugünkü Dinar kasabasında bir çocuk dünyaya gelir. Marsiyas adı verilen çocuk, küçük yaşta müziğe merak sarar. Frig havaları besteler, yurdunun doğa tanrısı Pan’a ilahiler yazar. Kamışa yedi delik açarak, bugün çaldığımız flüt, ney ve kavalın ilk örneğini icat eder. İcat etmekle kalmaz; …