Parayı Veren Düdüğü Çalar

ATA SÖZÜ

Hoca bir gün binip eşeğine pazara gidecek… Çevresini çocuklar sarar hemen. Hoca sorar: “Ne var, ne istiyorsunuz çocuklar?” Çocuklar hemen sıralar isteklerini: “Bana düdük al!” “Bana da!” “Bende düdük isterim!” “Ben de!” Hepsi düdük ister… Ama içlerinden sadece birisi verir parasını.
Hoca, akşama doğru döner, gittiği pazardan. Yol üstünde heyecanla bekleyen çocukların yanına gelince, parayı veren çocuğu çağırır yanına.
“Al bakalım,” der, bir düdük uzatır ona. Çocuk, düdüğünü öttürmeye başlayınca, ötekiler atılır hemen: “Hoca, benim düdüğüm nerede?” “Ya benim ki Hocam?” “Ben de istemiştim!” Onlara, düdüğünü öttüren arkadaşlarını gösteren Hoca, “Parayı veren düdüğü çalar/’ der.

ATA SÖZÜ
Zurnada Peşrev Olmaz Ne Çıkarsa Bahtına

Kendini beğenmiş bir İstanbullu, Edirne’ de bir düğüne davet edilir. Düğün yemeğinden sonra hep birlikte bahçeye çıkılır. Oyun havaları eşliğinde bir süre eğlenildikten sonra, sıra istek parçalarına gelir. Onun konuk olduğunu bilen zurnacı yaklaşıp, “Çalmamızı arzu ettiğiniz herhangi bir parça var mı?” diye sorar. Zurnacıya küçümseyerek bakan İstanbullu, “Kala kala …

ATA SÖZÜ
Zorla Güzellik Olmaz

Poyraz ile Güneş, bir gün sıkı bir iddiaya girmişler. Poyraz, “Ben insanlara istediğimi yaptırırım,” demiş. “Hayır,” demiş Güneş, “asıl ben istediğimi yaptırırım.” O sırada, tarlasında çalışan bir adam görmüşler. Poyraz, “Var mısın” demiş Güneş’e, “adama üstündeki giysileri sen mi çıkartacaksın, ben mi? “Varım,” demiş Güneş, “Hadi, sen başla önce… Adama …

ATA SÖZÜ
Yerin Kulağı Var

Eskiden, çok eskiden Ege Bölgesi’nde Frigyalılar hüküm sürerken bugünkü Dinar kasabasında bir çocuk dünyaya gelir. Marsiyas adı verilen çocuk, küçük yaşta müziğe merak sarar. Frig havaları besteler, yurdunun doğa tanrısı Pan’a ilahiler yazar. Kamışa yedi delik açarak, bugün çaldığımız flüt, ney ve kavalın ilk örneğini icat eder. İcat etmekle kalmaz; …