Kendi Düşen Ağlamaz

ATA SÖZÜ

Tencere ile çömlek bir mutfakta karşılaşıp arkadaş olurlar. Bir süre sohbet ettikten sonra tencere, “Gel, beraber gezelim,” der. Çömlek, bir tencereye bakar, bir de kendine: O çeliktir, kendisi toprak! Birlikte gezmeye çıkmanın sayısız tehlikesi vardır. “Dışarısı benim için tehlikelerle dolu, bir taşa filan çarparım sonra,” diye isteksizliğini belirtir. “Merak etme,” der tencere, “araya girer, korurum ben seni… Yeter ki gezme teklifimi kabul et sen!” Tencerenin ısrarına daha fazla dayanamaz çömlek, istemeye istemeye de olsa, “Peki,” der, “madem öyle diyorsun!” Birlikte düşerler yola… Düz yolda sorun yoktur; güle konuşa ilerlerler… Ama küçük bir tümsek çıkınca önlerine, tencere çukuru göremez bir an, sallanır sağa sola. Çatt!.. Çarpar çömleğe. Kulpu kırılır çömleğin. Tencere özür diler ama ne fayda! Olan olmuştur bir kere. Derken bir elektrik direği çıkar önlerine… Tencere atılır hemen! Direkle çömleğin arasına gireyim derken kayıp yine çömleğe çarpmasın mı? Gövdesinde çatlaklar olan çömlek, “Kendi düşen ağlamaz,” der, çelik tencereyle gezmeye çıktığına bin pişman.

ATA SÖZÜ
Zurnada Peşrev Olmaz Ne Çıkarsa Bahtına

Kendini beğenmiş bir İstanbullu, Edirne’ de bir düğüne davet edilir. Düğün yemeğinden sonra hep birlikte bahçeye çıkılır. Oyun havaları eşliğinde bir süre eğlenildikten sonra, sıra istek parçalarına gelir. Onun konuk olduğunu bilen zurnacı yaklaşıp, “Çalmamızı arzu ettiğiniz herhangi bir parça var mı?” diye sorar. Zurnacıya küçümseyerek bakan İstanbullu, “Kala kala …

ATA SÖZÜ
Zorla Güzellik Olmaz

Poyraz ile Güneş, bir gün sıkı bir iddiaya girmişler. Poyraz, “Ben insanlara istediğimi yaptırırım,” demiş. “Hayır,” demiş Güneş, “asıl ben istediğimi yaptırırım.” O sırada, tarlasında çalışan bir adam görmüşler. Poyraz, “Var mısın” demiş Güneş’e, “adama üstündeki giysileri sen mi çıkartacaksın, ben mi? “Varım,” demiş Güneş, “Hadi, sen başla önce… Adama …

ATA SÖZÜ
Yerin Kulağı Var

Eskiden, çok eskiden Ege Bölgesi’nde Frigyalılar hüküm sürerken bugünkü Dinar kasabasında bir çocuk dünyaya gelir. Marsiyas adı verilen çocuk, küçük yaşta müziğe merak sarar. Frig havaları besteler, yurdunun doğa tanrısı Pan’a ilahiler yazar. Kamışa yedi delik açarak, bugün çaldığımız flüt, ney ve kavalın ilk örneğini icat eder. İcat etmekle kalmaz; …