Kara Gün Kararıp Kalmaz

ATA SÖZÜ

İki kız kardeş varmış… Biri varlıklı, diğeri yoksul bir kocayla evlenmiş. Yoksul kardeş bir gün ablasının evine gitmiş. O sırada sofrada etli bulgur pilavı yiyen abla, onun geldiğini görünce sofrayı toplayıp, pilavı kaldırmış. Yoksul kardeşin gözünden kaçmamış ablasının yaptıkları… Çok üzülmüş ama belli etmemiş üzüntüsünü. Gel zaman git zaman yoksul kız kardeşin durumu düzelmiş. Bu kez ablası, kız kardeşini ziyarete gitmiş. O geldiğinde küçük kız kardeş, pirinç pilavı yiyormuş sofrada. Hemen sofraya buyur etmiş ablasını, “Ablacığım, ablacığım!” demiş, “Kara gün kararıp kalmaz, bulgur pilavı sofranın altına girmez… Gel beraber yiyelim!” Geçmişte yaptığını hatırlayan ablası, o anda çok utanmış.

ATA SÖZÜ
Zurnada Peşrev Olmaz Ne Çıkarsa Bahtına

Kendini beğenmiş bir İstanbullu, Edirne’ de bir düğüne davet edilir. Düğün yemeğinden sonra hep birlikte bahçeye çıkılır. Oyun havaları eşliğinde bir süre eğlenildikten sonra, sıra istek parçalarına gelir. Onun konuk olduğunu bilen zurnacı yaklaşıp, “Çalmamızı arzu ettiğiniz herhangi bir parça var mı?” diye sorar. Zurnacıya küçümseyerek bakan İstanbullu, “Kala kala …

ATA SÖZÜ
Zorla Güzellik Olmaz

Poyraz ile Güneş, bir gün sıkı bir iddiaya girmişler. Poyraz, “Ben insanlara istediğimi yaptırırım,” demiş. “Hayır,” demiş Güneş, “asıl ben istediğimi yaptırırım.” O sırada, tarlasında çalışan bir adam görmüşler. Poyraz, “Var mısın” demiş Güneş’e, “adama üstündeki giysileri sen mi çıkartacaksın, ben mi? “Varım,” demiş Güneş, “Hadi, sen başla önce… Adama …

ATA SÖZÜ
Yerin Kulağı Var

Eskiden, çok eskiden Ege Bölgesi’nde Frigyalılar hüküm sürerken bugünkü Dinar kasabasında bir çocuk dünyaya gelir. Marsiyas adı verilen çocuk, küçük yaşta müziğe merak sarar. Frig havaları besteler, yurdunun doğa tanrısı Pan’a ilahiler yazar. Kamışa yedi delik açarak, bugün çaldığımız flüt, ney ve kavalın ilk örneğini icat eder. İcat etmekle kalmaz; …