Herkes Kendi Rızkını Yer

ATA SÖZÜ

Adam, cimriymiş. O kadar cimriymiş ki, tam yemek zamanı komşularından birini ziyarete gider, ortada sofrayı görünce, çağrılmadan oturup, “Herkes kendi rızkını yer, herkesin rızkı önceden dağıtılmıştır,” diyerek bir güzel karnını doyururmuş. Bir böyle, iki böyle… Komşular anlamış sonunda, bu gelişlerin ziyaret için değil ziyafet için olduğunu. Yine bir yemek zamanı, bir komşunun evine damladığında, bakmış ki komşunun elinde büyükçe bir sopa… Sormuş: “Aman komşu, o ne?” “Bugünkü rızkın,” demiş komşusu, “bugünkü rızkında sopa yemek var!” Sopaya görünce cimri adam, hemen vazgeçer rızkını yemekten. Çarçabuk sokağa atıp kendini, uzaklaşır oradan.

ATA SÖZÜ
Zurnada Peşrev Olmaz Ne Çıkarsa Bahtına

Kendini beğenmiş bir İstanbullu, Edirne’ de bir düğüne davet edilir. Düğün yemeğinden sonra hep birlikte bahçeye çıkılır. Oyun havaları eşliğinde bir süre eğlenildikten sonra, sıra istek parçalarına gelir. Onun konuk olduğunu bilen zurnacı yaklaşıp, “Çalmamızı arzu ettiğiniz herhangi bir parça var mı?” diye sorar. Zurnacıya küçümseyerek bakan İstanbullu, “Kala kala …

ATA SÖZÜ
Zorla Güzellik Olmaz

Poyraz ile Güneş, bir gün sıkı bir iddiaya girmişler. Poyraz, “Ben insanlara istediğimi yaptırırım,” demiş. “Hayır,” demiş Güneş, “asıl ben istediğimi yaptırırım.” O sırada, tarlasında çalışan bir adam görmüşler. Poyraz, “Var mısın” demiş Güneş’e, “adama üstündeki giysileri sen mi çıkartacaksın, ben mi? “Varım,” demiş Güneş, “Hadi, sen başla önce… Adama …

ATA SÖZÜ
Yerin Kulağı Var

Eskiden, çok eskiden Ege Bölgesi’nde Frigyalılar hüküm sürerken bugünkü Dinar kasabasında bir çocuk dünyaya gelir. Marsiyas adı verilen çocuk, küçük yaşta müziğe merak sarar. Frig havaları besteler, yurdunun doğa tanrısı Pan’a ilahiler yazar. Kamışa yedi delik açarak, bugün çaldığımız flüt, ney ve kavalın ilk örneğini icat eder. İcat etmekle kalmaz; …