Görünüşüne Aldanma

ATA SÖZÜ

Gezmeye çıkan küçük fare, soluk soluğa dönmüş eve. Onu böyle gören anne fare sormuş: “Hayrola, nedir bu halin?” “Hiç sorma,” demiş küçük farecik. Anlatmış heyecanla: “Tam sevimli bir arkadaş bulacaktım kendime. Bizim gibi yumuşak tüylü; ama biraz daha uzun tüyleri. Kuyruğu da bizden uzun. Kulakları bizim gibi. Tırnakları da bizden uzun ama gözleri ışıl ışıl.
Yere yapışmış, gözlerini benden ayırmıyordu hiç! Tam gidip merhaba diyecektim. Birden başka bir hayvan belirdi yanımda, iki bacaklı, iki kanatlı… Uzun, sivri gagalı, boynunun altında kırmızı bir şey sarkıyor… İki kanadını çırpıp, gagasını sonuna kadar açarak bağırmasın mı avaz avaz… Ü-üü-rüüüü! diye! Ödüm koptu, zor kaçtım eve!” “Yavrum,” demiş anne fare, “avaz avaz bağırandan korkma sen… O bir horoz, bizimle alışverişi olmaz pek; ama ötekiyle arkadaş olmak ne demek? Gördüğün yerde kaç ondan…” Annesinin söylediklerine bir anlam verememiş küçük fare, “Ama çok sevimli bakıyordu bana…” demiş. Anne fare, kuyruğunu kaldırıp hemen, uyarmak için sallamış havada, “Sakın ha,” demiş, ‘o sevimli görünüş altında nasıl büyük bir kin besler bize, bilemezsin! O bir kedi! Hayatı bize kötülük etmekle geçer… Sevimliliğine kanma, görünüşe aldanma!”

ATA SÖZÜ
Zurnada Peşrev Olmaz Ne Çıkarsa Bahtına

Kendini beğenmiş bir İstanbullu, Edirne’ de bir düğüne davet edilir. Düğün yemeğinden sonra hep birlikte bahçeye çıkılır. Oyun havaları eşliğinde bir süre eğlenildikten sonra, sıra istek parçalarına gelir. Onun konuk olduğunu bilen zurnacı yaklaşıp, “Çalmamızı arzu ettiğiniz herhangi bir parça var mı?” diye sorar. Zurnacıya küçümseyerek bakan İstanbullu, “Kala kala …

ATA SÖZÜ
Zorla Güzellik Olmaz

Poyraz ile Güneş, bir gün sıkı bir iddiaya girmişler. Poyraz, “Ben insanlara istediğimi yaptırırım,” demiş. “Hayır,” demiş Güneş, “asıl ben istediğimi yaptırırım.” O sırada, tarlasında çalışan bir adam görmüşler. Poyraz, “Var mısın” demiş Güneş’e, “adama üstündeki giysileri sen mi çıkartacaksın, ben mi? “Varım,” demiş Güneş, “Hadi, sen başla önce… Adama …

ATA SÖZÜ
Yerin Kulağı Var

Eskiden, çok eskiden Ege Bölgesi’nde Frigyalılar hüküm sürerken bugünkü Dinar kasabasında bir çocuk dünyaya gelir. Marsiyas adı verilen çocuk, küçük yaşta müziğe merak sarar. Frig havaları besteler, yurdunun doğa tanrısı Pan’a ilahiler yazar. Kamışa yedi delik açarak, bugün çaldığımız flüt, ney ve kavalın ilk örneğini icat eder. İcat etmekle kalmaz; …