Davulun Sesi Uzaktan Hoş Gelir

ATA SÖZÜ

Köyün birinde, bir kızcağızı istemediği bir adamla zorla evlendirmeye kalkarlar. Kızın gönlü başkasındadır, ama ona soran kim? Babası, kendi istediği biriyle evlendirmektedir kızı. Düğün dernek kurulur, davullar zurnalar çalmaya başlar. Davulun tokmağı her gümleyişte kızcağızın yüreği de hop eder; üzüntüsünden baygınlıklar geçirir. Gelinin hemen önünde keyifle oynayan, köyün evlenme çağına gelmiş genç kızlarından biri, “Ahh ah,” der, “şu davulun sesi ne kadar hoşuma gidiyor, bir bilsen… Bizim evin önünde de çaldığı günleri görecek miyim acaba?” Bunu duyan gelin kız, ona dönerek, “Davulun sesi uzaktan hoş gelir tabii” diye karşılık verir. “Hele sizin kapının önünde de çalmaya başlasın, sen o zaman gör… Yüreğin nasıl hop ediyor; davulun tokmağı, o beynine nasıl inip inip kalkıyor!”

(Öyle durumlar vardır ki, içinde yaşayanlara rahatsız verirken, dışarıdan bakanlara imrenecek, özenecek bir neymiş gibi görünür.)

ATA SÖZÜ
Zurnada Peşrev Olmaz Ne Çıkarsa Bahtına

Kendini beğenmiş bir İstanbullu, Edirne’ de bir düğüne davet edilir. Düğün yemeğinden sonra hep birlikte bahçeye çıkılır. Oyun havaları eşliğinde bir süre eğlenildikten sonra, sıra istek parçalarına gelir. Onun konuk olduğunu bilen zurnacı yaklaşıp, “Çalmamızı arzu ettiğiniz herhangi bir parça var mı?” diye sorar. Zurnacıya küçümseyerek bakan İstanbullu, “Kala kala …

ATA SÖZÜ
Zorla Güzellik Olmaz

Poyraz ile Güneş, bir gün sıkı bir iddiaya girmişler. Poyraz, “Ben insanlara istediğimi yaptırırım,” demiş. “Hayır,” demiş Güneş, “asıl ben istediğimi yaptırırım.” O sırada, tarlasında çalışan bir adam görmüşler. Poyraz, “Var mısın” demiş Güneş’e, “adama üstündeki giysileri sen mi çıkartacaksın, ben mi? “Varım,” demiş Güneş, “Hadi, sen başla önce… Adama …

ATA SÖZÜ
Yerin Kulağı Var

Eskiden, çok eskiden Ege Bölgesi’nde Frigyalılar hüküm sürerken bugünkü Dinar kasabasında bir çocuk dünyaya gelir. Marsiyas adı verilen çocuk, küçük yaşta müziğe merak sarar. Frig havaları besteler, yurdunun doğa tanrısı Pan’a ilahiler yazar. Kamışa yedi delik açarak, bugün çaldığımız flüt, ney ve kavalın ilk örneğini icat eder. İcat etmekle kalmaz; …