Ormanda odun toplayan bir oduncu, annesini kaybetmiş bir ayı yavrusu görür. Aç, susuz yavruyu atar heybesine, evine götürür. Suyunu verir, karnını doyurur. Zamanla büyür yavru. Gücü artar, pençeleri sertleşir. Elinde olmadan sağa sola zarar vermeye başlar.
Oduncu, genç ayıyı bir zincirle bağlayıp, pazara götürür. Bir alıcı ilgilenir ayıyla. Zincirinden çeker, çevresinde dolaşır, sonra da, “Oynar mı bu?” diye sorar. Oduncu, ayıyı elden çıkarmaya kararlı, “Oynar, oynar,” diye karşılık verir.
Bunun üzerine adam, “Oynasın da bir görelim,” demesin mi? Oduncu bir an ne diyeceğini bilemez. Biraz yutkunup kafasını kaşıdıktan sonra, “Oynar, oynar ama,” der, “önce karnını doyurman lazım. Aç ayı oynamaz!”