Ücretle Kur’an-ı Kerim Okunur mu?

Fetvalar

119 Soru: Ücretle K ur ‘an okumak caiz midir?
Cevap: Hayatta bulunan veya vefat etmiş bir mü’min için
para karşılığı Kur’an okutmak caiz değildir. Ücretle okunacak
Kur’an’a sevap hasıl olmaz ki başkasına bağışlayabilsin. Peygamber
Efendimiz(sav) bir hadis-i şeriflerinde, “Kur’an’ı okuyunuz, fakat
onun karşılığında (bir ücret alıp) yemeyiniz” buyurmuştur.
Esasen bu mevzu üzerinde alimlerden bir kısmı tarafından ihtilaf
vaki olmuştur. Şam Müftüsü Mahmud Hamza, ücretle Kur’an okumayı
tecviz etmiş; belirtilen ücretin alınabileceğini, ücret belirtilmemiş
olursa ecr-i misil olarak kırk dirhemin verilmesini beyan etmiştir.
Bu fikirlerin hülasası “Ref’ul-ğışave an cevazi ahzil ücreti alettilâve”
adlı bir risalede toplanmıştır.
İbni Abidin merhum ise bunun aksi olan bir görüşü müdafaa etmiş
ve okunan Kur’an karşılığında ücret almanın caiz olmadığını “Şifaü’l-
alîl” ve bellül-ğalil fi hukmi’l-vasiyyeti bi-hatemât-i ve’t-tehlîl”
adlı risalesinde açıklamıştır. Hatta bu mevzuda yapılacak vasiyetin
caiz olmadığını, Kur’an okuyarak para alanın da parayı verenin de
günahkâr olacaklarını ifade etmiştir.
Taat ve ibadetler hususunda adam kiralamanın caiz olmadığında,
Hanefi kitapları ittifak etmişlerdir. Ücret karşılığında Kur’an öğretmeye,
Kur’an’ın zayi olmaması için dini bir zaruret bulunmaktadır.
Bu sebeple, Belh uleması fetva vermişlerdir. Aynı illete dayanarak
ücretle imamlık ve müezzinlik yapmaya müsaade edildiği tasrih
edilmektedir. Zaruret olunca mahzurların mübah olacağına dair fıkıh
kaidesi, ilim erbabın meçhulü değildir.
Kur’an-ı Kerim okumanın büyük bir sevaba vesile olduğu hususunda
en küçük bir şüphe yoktur. Ancak, Kur’an okuması için para ile
adam kiralamak sahih değildir. Kiralama, menfaatin satışı içindir.
Kur’an okuyan için sevaptan başka bir menfaat yoktur. Sevabın satışı
ise sahih değildir. Kiralama, menfaatin müstecire satılmasıdır.
Sevabın ona verildiği ise malum değildir. Bir kimse, kendisi veya öl

müşlerin birisine hatim indirilmesi için bir şahsı kiralasa, caiz olmaz.
Zira sevabın hasıl olduğu bilinmediğine göre, okuyana ücret
vermek gerekmez. Okuyana sevap hasıl olduğu bilinse bile onun para
karşılığında satışı sahih değildir. (Fetava-i Hamidiyye, c. 2, s. 118)
Tac’üş-Şeria, Hidaye adlı kitabın şerhinde şöyle demiştir: “Ücretle
Kur’an okumada ne ölen kimse için ne de okuyan şahıs için sevabı
hak etme yoktur.” Hidaye sarihi Aynî, “Dünya için (Kur’an) okuyan
men olunur. (Ücret) alan da veren de günahkârdır” demiştir.
Sevap hasıl olmasının şartı, Allah(cc) için ihlas ile okumaktır. Ücretle
Kur’an okuyan kimse, ancak para için okumaktadır, yoksa Allah(
cc) rızası için okumuş değildir. Şayet o kimse, kendisini kiralamış
olan kimsenin para vermeyeceğini bilmiş olsa, onun için bir
harf bile okumaz. Onlar, Kur’an-ı Kerim’i, kendileri için kazanç yolu
yapmışlar ve dünya servetini toplamaya vesile kılmışlardır.
Bazı kimseler, ücret almanın caiz olacağına dair bir misal vermektedirler:
Peygamber Efendimiz(sav)’in zamanında ashabtan bazıları, hastalanmış
bir kimseye okumak için çağrılmışlar ve bunun için bir bölük
koyun almışlardır. Peygamber Efendimiz(sav)’e bunu sorduklarında,
“Ücret aldığınız şeylerin en haklısı Allah’ın Kitabı üzerine aldığınızdır”
buyurmuştu. Bu vak’ayı kıyas noktası yaparak ücretle
Kur’an okumanın caiz olacağına hüküm vermektedirler. Halbuki bu
okuyuş, şifa talebi için okumaktır. Kur’an’ı ücretle okumak bundan
ayrı bir husustur. Çünkü bunda sevap satışı vardır ki, caiz olmayan
husus da budur.
Hulasa ve Nevazil adlı kitaplarda şöyle açıklanmaktadır: “Bir
adam, Kur’an okuyan bir kimseye, kabrinin başında Kur’an-ı Kerim’den
bir şey okumayı vasiyet etse, bu vasiyet batıldır. Böyle bir
vasiyet bid’attir. Seleften ve haleften hiçbir kimseden böyle bir kiralamanın
caiz olduğuna dair bir rivayet bulunmamıştır.
1 2 0 Soru: Ölmüş bir kim senin ruhu için yetmiş b in
kelime-i tevhid  ölü iç in fayda
var mıdır?
Cevap: Okuyanların para karşılığı okumamaları şartıyla faydası
olduğu umulur. Para almanın yasaklığının illeti, ücretle Kur’an okumanın
yasaklığındaki illettir.

Fetvalar
Abdest

Soru: Çalıştığımız iş yerinde, abdestimizi alırken, ayak yık am a yeri, yüzümüzü yıkayacağımız yere 9-10 metre uzak.Yüzümüzü yıkarken ayaklarımızı yıkayamıyoruz. Bazıları mi, değil mi? Cevap: Abdest uzuvlarının birbiri peşine yıkanması, Hanefi mezhebine göre sünnettir. Bu sebeple yüzünüzü yıkadığınız yerden 15 metre ilerdeki çeşmeden ayağınızı yıkayarak aldığınız abdestle namaz kılmak caizdir. …

Fetvalar
Hazreti Peyşamber’in Yakınları

177 Soru: Resûlullah Efendimizin(sav) dedesi Abd (yani, Efendimizin(sav) b a ba annesi) n in adı nedir? Cevap: Abdülmuttalib’in zevcesinin adı Fâtıma’dır. (Mustafa Asım Koksal: Hazreti Muhammed ve İslâmiyet, Mekke Devri s.20). 17 Soru: P e y g am b e r im iz in (sav) annesinin  adı nedir ? Cevap: Resûlullah …

Fetvalar
Hz. Peygamber (S.A.V.)’in Çocukları

Soru: Peygamber (s.a.v) Efendimiz, ik i k ız ın ı Ebû Cehil’in,oğullarına vermiş. Rukayye (ra) ile Ümmü Gülsüm’ü (ra) bu kimselere neden verm iş ? “Müşrike kız verme fakat al” deniliyor. Açıklayınız. Cevap: Peygamber Efendimizin (sav) Rukayye ve Ümmü Gülsüm adlı kızları, Ebû Cehil değil Ebû Leheb’in oğluna nikâhlanmış ise …