Okulda Başarısızlık

Çocuk eğitim

Okul başarısızlığı; öğrencinin gerçek yeteneği ile okuldaki başarısı arasında görülen farklılık olarak tanımlanabilir. Okul başarısızlığı gösteren çocukların okul başarıları, gerçek yeteneklerinin altında seyretmektedir. Bu çocuklar, genellikle yeteneklerini kapasitelerinin altında kullanmaya programlanmışlardır. Eğitimde başarısızlık üst üste yığışır, birikerek çoğalır. Bu nedenle başarısızlığın mümkün olduğunca erken fark edilmesi
önemlidir. Okul yıllarının ilk dönemlerinde fark edilen başarısızlık, ilköğretim süresince düzeltilmezse, çocuğun tüm okul yaşamını etkileyebilir.
Okul başarısızlığı gösteren çocukta çoğunlukla amaç ve değer eksikliği, aşağılanma sonucu oluşan duygusal örselenme,olgunlaşmamış ilişkiler, kendini ve başkalarını yeterince değerlendirememe, endişe ve huzursuzluk gibi belirtiler görülür. Bunlara ek olarak, yetersiz çalışma alışkanlığı, dikkati yoğunlaştırmama, hayal kurma, aşırı hareketlilik, ödevlerini tamamlayamama ve organize olamama gibi davranışlar öğretmenler tarafından gözlenip belirlenen tipik özelliklerdir. Okul başarısızlığı gösteren çocuk, genellikle sınıfta bir şey yapmaz, ödevlerini hazırlarken çok dikkatsiz ve ihmalkârdır. Sınıf arkadaşlarıyla sürekli tartışır. Otoriteyi kabul etmek istemez. Sınıfta ya hiç derse katılmaz ya da çok az katılır. Zamanını baş ta kalem yontma ve kemirme olmak üzere, her çeşit eşya ile oynayarak, çevresindekilerle konuşarak ve onları rahatsız ederek geçirir. Sırasında sallanır. Yazılı çalışmalardan nefret eder. Eğer zorlanırsa baştan savma yapar. Niçin bazı öğrenciler okuldan hoşlanıp, öğrenmek için çaba sarfederken ve yapabildiklerinin en iyisini yapmaya çalışırken, diğerleri okuldan nefret etmekte, zorlukla ödevlerini yapmakta, buna bağlı olarak başarıları, kapasitelerinin altında olmaktadır? Okul başarısızlığını üç önemli faktör etkilemektedir: Genellikle başarısız çocuk, motivasyonu ( güdülenmesi) eksik olan çocuktur. Motivasyonunu geliştirmek için çocuğun kendine olan güvenini kazandırmak, ailenin en önemli görevi olmalıdır. Anne ve baba ilgilerini geliştirmesi için yeterli kapasiteye sahip olduğu konusunda çocuğu teşvik etmelidir. Bunu sağlamak için küçük yaştan itibaren fırsatlar oluşturulur ve bu fırsatları değerlendirmesi için çocuk cesaretlendirilir. Teşvik edici tutum, çocuğu araştırmaya ve yeni şeyler öğenmeye yöneltir. Örneğin, gelişiminin ilk yıllarında çocuk sulu hamurun nasıl kek haline geldiğini merak eder. Anne bu etkinliği çocuğuyla paylaşırken, kekin çöpe atılma riskine rağmen kendi kekini yapması için ona fırsat vermelidir. d) Başarı konusunda anne-babanın tutumu ve desteği Anne ve baba, çocuğun bireysel kapasitesinin elverdiği oranda yapabileceğinin en iyisini yapmasını bekler. Burada önemli olan, çocuğun başarılarının saygı ile karşılanması, buna karşılık hazır ve yeterli olmadığı birtakım şeyleri başarıp, tamamlaması konusunda baskı yapılmamasıdır. Anne ve baba, çocuğun zorlanması halinde, çözüme yardımcı olmak ve onun kaygılarını paylaşmak üzere gerekli olan desteği göstermelidir.

Çocuk eğitim
Tuvalet Eğitimi İçin Yeterli Bedensel Olgunluk Gerekir

Tuvalet eğitiminin gerçekleştirilmesi belirli bir bedensel olgunluğa bağlıdır. Bu olgunluk gerçekleşmeden tuvalet eğitimini yapmaya çalışmak yarar yerine zarar getirebilir. Ana-babalar, küçük yaştan itibaren çocuklarının tuvalet ihtiyaçlarını kendilerinin çözümlemelerini beklerler. Oysa, bu faaliyet yeterli düzeyde kas kontrolü gerektirdiğinden bu konuda zorlama yoluna gidilmemesi çok önemlidir. Tuvalet eğitiminden kaynaklanarak ortaya çıkan çeşitli …

Çocuk eğitim
Uykuda Düzen Önemlidir

Uyku süresi yaşa bağlı olarak giderek azalmakla birlikte, bireyden bireye değişebilir. Örneğin yeni doğan çocuk, zamanının % 80′ ini uykuda geçirirken, bu süre 1 yaşında % 50’ye düşer. Genellikle yeterli kabul edilen uyku süresi 2-5 yaş çocukları için ortalama günde 1 3-15 saat, 6-8 yaş çocukları 12 saat, 8-10 yaş …

Çocuk eğitim
Yemek Yemenin Doğal Bir İhtiyaç Olduğu Gerçeğinden Hareket Edin

Beslenme canlının gelişimi için gerekli olan doğal bir ihtiyaçtır. Ancak “beslenme ortamı” sağlıksız olduğu takdirde çocuk olumsuz bir şekilde koşullanacağından bu doğal ihtiyaç çekilmez bir azap haline gelebilir. Özellikle bazı annelerin “kilo” ya da “çocuğun yeterli beslenemediği” saplantısı, yemek yeme sırasındaki ilişkileri olumsuz etkilemektedir. Bazı anneler bu saplantının öylesine etkisinde …