Kerem İle Aslı Kitap Özeti

100 temel eser özetleri

Söyleyeni belli olmayan Türk aşk hikâyesidir. Kerem ile Aslı ilk olarak kim tarafından, ne zaman ve hangi coğrafyada  çıktığı bilinmemektedir. Ancak bilinen bir gerçek vardır o da bu hikâyenin eski âşıklar tarafından en çok anlatılan bir hikayesi olduğudur. Kerem ile Aslı Türkiye’de ve Oğuz grubu  boylarında olduğu gibi bazı başka milletlerde de (Ermeni, vb.) bilinen ve sevilen bir halk hikâyesidir. Bunun sonucu olarak hikâye geniş bir coğrafyaya yayılmış ve farklılıklar olmuştur.Bir zamanlar İran’ın güzel bir beldesi olan İsfahan  çok adaleli, merhametli, güçlü, kuvvetli bir padişah varmış  zineleri altınlarla dolu olan bu padişahın çocuğu olmuyoınm| Gece gündüz evlat hasretiyle yanıp tutuşan bu padişah, kederini biraz olsun unutabilmek için İsfahan’ın en güzel ynl!t| eşi benzeri olmayan bir saray yaptırmaya karar vermiş. Hazinedarı olan Keşişi bir gün huzura çağırtmış. Bu Kı-vlylU de hiç çocuğu yokmuş. Padişahla Keşiş aynı dertle yanıp luhı şurlarmış. Huzura gelen Keşişle birlikte sarayın planını yapını
Daha sonra zamanın bütün mimarlannı, ustalannı ve bahçıvanla saraya toplamış ve nasıl bir saray istediğini onlara da İsfahan beldesinin en güzel yerine harikulade bir saray  Sarayın bahçesi cennet bahçesi gibi olmuş. Bahçenin  tasında pembe mermerlerden bir havuz varmış. Havuzun m billur sularında kumrular oynaşıp duruyormuş. Bülbüller  etrafında şarkılar söylüyor, tavus kuşları ise dört bir yanı yormuş. Yine bu bahçenin içine beyaz mermerlerden bir  kurulmuş. Eşi benzeri olmayan bu sarayda padişah eğlenirin düzenleyerek kederini unutmaya çalışıyormuş. Günlerden bir gün yine o güzel sarayda eğlence düzenlenmiş Padişahın karısı Hanım Sultan ve Keşişin karısı da eğlenceyi atılmak üzere yola koyulmuşlar. Tam saraya varmak üzereyim karşılarına aksakallı, nur yüzlü bir ihtiyar çıkmış. Hanım bir elma fidanı, Keşişin karısına da bir armut fidanı vermiş m
bunları sarayın en nadide köşesine dikmelerini söylemiş. Hanım Sultan ve Keşişin karısı hemen fidanları dikmişin Kendi elleriyle suluyor ve özenle bakıyorlarmış. Hanım sultan, dünyada bir evladım olmadı bari dikili bir fidanım olsun, düşünüyormuş. Aylar geçmiş fidanlar ağaç olmuş. Yemyeşil yap rakları, güçlü dalları olmuş ancak hiç meyve vermiyorlarmış Hanım sultan ağlamaya ve üzülmeye başlamış: “Diktiğim fidan bile meyve vermiyor, ben ne talihsiz bir kadınım.” diyormuş. Bir gün yine böyle düşünerek ağlayan Hanım Sultan, sarayın kadaşı Sofi ile birlikte İsfahan’a dönmüşler. Ama Kerem «rii eski Kerem değilmiş. Hiç konuşmuyor ve hiç yemiyor  bu hâlini gören padişah bir gün Kerem’i karşısına Oğlum ben senin babanım. Niçin derdini anlatmıyorsun diye sorunca Kerem Baba benim derdim bu şekilde anlatılmaz. Bana getirin size derdimi anlatayım, demiş. Bu söz üzerine padişah hemen bir saz getirmelerini emretmiş Kerem ise sazının tellerine dokunarak derdini dökmeye hazırlanmış. Kerem sözünü söyledikten sonra susmuş. Babası:  Oğlum bu türkü bana bir şeyler anlattıysa da tam  ne demek istediğini anlayamadım, demiş. Bunun üzerine, Kerem yerinden kalkmış ve bir tek İ rim# bile söylemeden odadan çıkmış. Onun bu hâli padişahı İt m hâlde düşünceye salmış. Günler geçiyormuş ama Kerem hiç M nuşmadan sarayın penceresinden etrafı seyrediyormuş.Kerem’in derdini anlayanı ödüllendireceğini bildirmiş. bir gün uyanık bir kadın kurnazlıkla Kerem’in  öğrenerek padişaha haber vermiş. Bunun üzerine padişah  Keşişi çağırtmış ve ona kızının öldüğüne dair yalan söyh’yrn*! hainlik yaptığını, ancak ne olursa olsun kızını alacağını söylrmi» Padişahın, kızı zorla alacağını anlayan Keşiş bir kurnazlık ıl.ılm düşünmüş ve beş ay süre istemiş. Bunun üzerine padişah bey ı* bekleyebileceğini ancak ilk önce onları nişanlayacağını söylemiş Keşiş padişahın elinden kurtulmak için kızının namım Kerem’e bir nişan yüzüğü bırakmış. Kızının takması için  nişahtan bir nişan yüzüğü almış ve sarayı terk etmiş. Bu  haberi duyan Kerem bir deli gibi yerinden fırlamış. asılı olan sazını eline almış coşkulu bir sesle türkü söylemeyi başlamış. Kerem’in günleri artık zevk ve sefa içinde  Ancak bu beş aylık süre Kerem’e çok uzun gelmiş, sazını elim alarak babasının huzuruna çıkmış ve bir türkü söylemiş.

100 temel eser özetleri
Nasreddin Hoca Fıkralarından Seçmeler Kitap Özeti

NASREDDİN HOCA Türk milletinin bilge şahsiyetlerinden olan Nasreddin halk dilinde, duygu, tefekkür, mizah ve hoşgörümüzü gösi. fıkra türünün öncüsüdür. Başta Türk dünyası olmak üzere dünyanın birçok tanınan Nasreddin Hoca, sosyal hayatta karşılaşılan içimim kılmaz güç işleri, aklı bilgisi ve hazırcevaplığıyla mizahi biçtin çözen, güldüren; ama güldürürken düşündüren, keskin  kâsının sembolü, …

100 temel eser özetleri
Mor Salkımlı Ev Kitap Özeti

HALİDE EDİP ADIVAR failde Edip Adıvar, 1884’te İstanbul’da doğmuş, 9 Ocak l’M’te İstanbul’da ölmüştür. Üsküdar Amerikan Kız Koleji’ni (1901), Kur’an, Arapça, Farsça, musiki dersleri aldı. Özel Rıza Tevfik’ten felsefe ve sosyoloji, Salih Zeki’den matematiki. Öğretmenlik, müfettişlik, Darülfünun’da batı edebiyatı  yaptı. Milli Mücadele’ye katıldı; onbaşı ve çavuş rütbeleri 1923-1938 yılları arasında kocası …

100 temel eser özetleri
Memleketimden İnsan Manzaraları Kitap Özeti

NAZIM HİKMET Nazım Hikmet Ran 1902-1963 yılları arasında yaşamıştır. iye Mektebinden deniz subayı olarak mezun olmuştur. Hası askerlikten uzaklaşmıştır. Moskova’da bir üniversitede üzerine öğrenim görmüştür. İstanbul’da bir süre dergi çalıştıktan sonra 1938’de tutuklanmıştır. 1950 kadar hapis yattıktan sonra Moskova’ya gitmiştir. Moskova’da ESER HAKKINDA Memleketimden İnsan Manzaraları, bir destan veya uzunca.1939’da yayınlanmaya başlamışhr. Çok uzun …