Bu Ülke Kitabı Kısa Özeti

100 temel eser özetleri

CEMİL MERİÇ
Cemil Meriç, 1916’da Hatay’da doğmuştur. Fransız eğitim
sistemi uygulayan Antakya Sultanisi’nde öğrenim görmüştür.
Tercüme bürosunda çalışmıştır. İlkokul öğretmenliği, Nahiye
müdürlüğü yapmıştır. İstanbul’a gidiş gelişlerinde Nazım Hikmet
gibi sosyalistlerle diyaloga geçmiştir. Hatay hükümetini devirme
suçu nedeniyle hapis yatmıştır. 1940’ta İstanbul Üniversitesi’nde
Fransız Dili ve Edebiyatı okumuştur. İstanbul Üniversitesi’nde
okutmanlık yapmıştır. 1955 yılında gözleri görmemeye başlamıştır.
Çalışmaları ve okumaları, körlüğüne rağmen hızla devam etmiştir.
1984’te beyin kanamasından ölmüştür.

ESER HAKKINDA
Bu eser, Cemil Meriç’in düşüncelerinden, izlenimlerinden,
duygularından, anılarından oluşan, kendini anlamak ve anlatmak
için kaleme aldığı, yayımlanmış ya da yayımlanmamış yazılarının
kronolojik bir sıra içinde derlenmesinden oluşmuştur. Ülkemizin
trajedisini anlatan önemli bir denemedir.

ÖZET
Siham-ı Kaza
Hakikati bulan, başkaları farklı düşünüyor diye, onu haykırmaktan
çekiniyorsa hem budala hem de alçaktır. Bir adamın
“Benden başka herkes aldanıyor.” demesi güç şüphesiz; ama sahiden
herkes aldanıyorsa ne yapsın?
Sağ ile Sol
Mefhumların kâh gülünç kâh korkunç maskelerle raksa
çıktığı bir karnaval balosu, fikir hayatımız. Tanımıyoruz onları,

m m’ilen geliyorlar bilen yok. Firavunlara benziyorlar, kalabalığa
hünerlerini göstermeyen firavunlara. Ve aydınlarımız, o meçhul
heyulalar için ehramlara taş taşıyan birer köle.

Gerici Kim?
C anavarlarla dolu bir ormandayız. Yolumuzu hayaletler kelyor.
Tanımadığımız bir dünya bu. İthal malı mefhumların
ve karanlık dünyası… Gerçek, kelimelerin arkasında kayboluyor.
Ne güzel tarif: “Gerici, bir toplumun gelişmesini sağlayacak  yeniliği istemeyen, her yönüyle eskiyi özleyen ve eski düzeni
getirmeye çalışan (kimse)” (Meydan Larousse) tarifin tek kusuru
ucubenin hangi çağda, hangi ülkede yaşadığını söylememesi.
Murdar bir hâlden muhteşem bir maziye kanatlanmak geri-
. ilikse, her namuslu insan gericidir.
IV. Murat’a, “Süleyman devrine dön!” diye haykıran Koçi
Hey’den Reşit Paşa’ya kadar Osmanlı Devletinin bütün ıslahatçıları
( Dante, yaşadığı çağdan iğrenir, Balzac eserini iki ezeli hakikatin
ışığında yazar: Kilise ve krallık. Dostoyevski maziye âşık.
I )ante gerici, Balzac gerici, Dostoyevski gerici!
Gerici, ilerici… Düşünce hürriyeti bu mülevves kelimelerin
esaretinden kurtulmakla başlar, düşünce hürriyeti ve düşünce
namusu.

Argo
Argo, kanundan kaçanların dili. Uydurma dil, tarihten kaçanların…
Argo, korkunun ördüğü duvar; uydurma dil şuursuzluğun.
Biri günahları gizleyen peçe, öteki irfanı boğan kement.
Argo, yaralı bir vicdanın sesi; uydurma dil, hafızasını kaybeden
bir neslin. Argo. Her ülkenin; uydurma dil, ülkesizlerin.
Sen Biraz Gelişmişsin
Kıt’aları ipek bir kumaş gibi keser biçerdik. Kelleler damlardı
kılıcımızdan. Bir biz vardık cihanda, bir de küffar…

Zafer sabahlarını kovalayan bozgun akşamları. İhtiyar dev,
mazideki ihtişamından utanır oldu. Sonra utanç, unutkanlığa
bıraktı yerini, “Ben Avrupalıyım” demeye başladı, “Asya bir cüzamlılar
diyarıdır.”
Avrupalı dostları, acıyarak baktılar ihtiyara ve kulağına:
“Hayır delikanlı,” diye fısıldadılar, “Sen biraz gelişmişsin.”
Ve Hıristiyan Batının göğsümüze iliştirdiği bu idam yaftasını,
bir nişan-ı zişan gibi gururla benimsedi aydınlarımız.

Asaletini Kaybeden İrfan
İrfanı hisarla kuşatmış Doğu, mabede bezirgan sokmamış.
Yıllarca davar gütmüş, odun taşımış çömez… Meşaleyi çetin imtihanlardan
sonra tutuşturmuşlar eline. “Emanetlerin ehline tevdi
ediniz.” demiş din.
Mürit: Ceset. Can: Mürşidin nefesi. Hint’te hocaların soyadı
taşınırmış. Karabetlerin en mukaddesi, şakirtle üstat arasındaki
bağ. Asırlar geçti, birer birer söndü meşaleler. İrfan asaletini
kaybetti. Hafızaya çakıl taşı gibi saplanan bilgi kırıntılarına yeni
bir ad bulduk: Kültür. Genç kuşaklar, Batının bit pazarlarından
ithal edilmiş bu hazır elbiselere küçümseyerek bakıyor. Hoca
öğretmen oldu, talebe öğrenci. Öğretmen ne demek? Ne soğuk,
ne haysiyetsiz, ne çirkin kelime. Hoca öğretmez! Yetiştirir,
aydınlatır, yaratır. Öğrenci ne demek? Talebe isteyendir; isteyen,
arayan, susayan.inananlar Kardeştir
Bu ülkenin bütün ırklarını, tek ırk, tek kalp, tek insan hâline
getiren İslamiyet olmuş. Biyolojik bir vahdet değil bu. Ne kanla
ilgisi var ne kafatasıyla. Vahdetlerin en büyüğü, en mukaddesi.
İster siyah derili, ister sarı… İnananlar kardeştir. Aynı şeyleri
sevmek, aynı şeyler için yaşamak ve ölmek. Türk’ü, Arap’ı, Arnavut’tı
düğüne koşar gibi gazaya koşturan bir inanç; gazaya,
yani irşada. Altı yüzyıl beraber ağlayıp, beraber gülmek. Sonra
bu muhteşem rüyayı korkunç bir kâbusa kalbeden meşum bir

s.ılgın: Maddecilik. Tarihin dışına çıkan Anadolu, tarihin ve
hayatın. Heyhat, bu çöküşe kıyametlerin ihtişamı da yok, şiirsiz
ve şikayetsiz.
Şiddet Avrupa’nın Tanrısı
Çağdaş Avrupa’nın en “insancı” filozoflarına bir göz atın,
hepsi şiddete âşık. Soyumuzun alın yazısıymış bu. “Kullanılan
şiddet, şiddeti kökleştiriyor mu, yok mu ediyor; bizi geriye mi
götürüyor, ileriye mi? İşte asıl mesele” diyorlar.
Şiddeti yok eden şiddet, yalanların en alçakcası değilse vehimlerin
en şairanesi. Her kavganın ezeli mazereti: Son kavga
olmak.
Bu tahrip ihtirası, bir asrın imtiyazı, daha doğrusu yüz
k.ırası değil, Kabil’den beri uzayıp giden bir lanet zinciri. Kıyıcılık
kanında var Avrupalının. Yunan destanları birer cinayet salnamesi;
Yunan, İskandinav veya Germen destanları. Machiavelli’ye göre
“Mecbur kalınınca kuvvet haktır.” Mecbur kalınınca, yani istenince.
Şjir: “Din şehit ister, asuman kurban.” diyor; evet, Avrupalının
ilini.

100 temel eser özetleri
Nasreddin Hoca Fıkralarından Seçmeler Kitap Özeti

NASREDDİN HOCA Türk milletinin bilge şahsiyetlerinden olan Nasreddin halk dilinde, duygu, tefekkür, mizah ve hoşgörümüzü gösi. fıkra türünün öncüsüdür. Başta Türk dünyası olmak üzere dünyanın birçok tanınan Nasreddin Hoca, sosyal hayatta karşılaşılan içimim kılmaz güç işleri, aklı bilgisi ve hazırcevaplığıyla mizahi biçtin çözen, güldüren; ama güldürürken düşündüren, keskin  kâsının sembolü, …

100 temel eser özetleri
Mor Salkımlı Ev Kitap Özeti

HALİDE EDİP ADIVAR failde Edip Adıvar, 1884’te İstanbul’da doğmuş, 9 Ocak l’M’te İstanbul’da ölmüştür. Üsküdar Amerikan Kız Koleji’ni (1901), Kur’an, Arapça, Farsça, musiki dersleri aldı. Özel Rıza Tevfik’ten felsefe ve sosyoloji, Salih Zeki’den matematiki. Öğretmenlik, müfettişlik, Darülfünun’da batı edebiyatı  yaptı. Milli Mücadele’ye katıldı; onbaşı ve çavuş rütbeleri 1923-1938 yılları arasında kocası …

100 temel eser özetleri
Memleketimden İnsan Manzaraları Kitap Özeti

NAZIM HİKMET Nazım Hikmet Ran 1902-1963 yılları arasında yaşamıştır. iye Mektebinden deniz subayı olarak mezun olmuştur. Hası askerlikten uzaklaşmıştır. Moskova’da bir üniversitede üzerine öğrenim görmüştür. İstanbul’da bir süre dergi çalıştıktan sonra 1938’de tutuklanmıştır. 1950 kadar hapis yattıktan sonra Moskova’ya gitmiştir. Moskova’da ESER HAKKINDA Memleketimden İnsan Manzaraları, bir destan veya uzunca.1939’da yayınlanmaya başlamışhr. Çok uzun …