Vermeyince Mabud Neylesin Sultan Mahmut

ATA SÖZÜ

Sultan Mahmut, halktan biri kılığına girip çıktığı gezilerin birinde, Üsküdar’da dolaşırken, bir kunduracının önünde durdu. Kunduracı, boş örse çekiç vurmakta ve her vuruşta, “Tıkandı baba tıkandı! Tıkandı baba tıkandı!” diye kendi kendine söylenmektedir. Merakla içeri giren Sultan Mahmut, “Hayırdır baba, tıkanan nedir?” diye sordu. Vurmaya ara veren kunduracı, yer gösterdi Sultan’a, “Anlatayım,” dedi. “Bir gece rüyamda gördüm. Çeşmeler vardı. Bazılarından gürül gürül sular akıyor, bazılarından sızıyor, bir tanesinde de şıp şıp damlıyordu. O sırada aksakal11, nur yüzlü bir ihtiyar belirdi karşımda. Bana çeşmeleri göstererek, ‘Şu gürül gürül akanlar, padişahımızın talihidir. Şu sızarak akanlar, devlet yöneticilerimizin, zenginlerimizin talihidir. Damlayan çeşmeye gelince, o da senin talihindir,’ deyip kayboldu. Benim talihim olan çeşmeye yaklaştım. Yerden bir kuru dal parçası aldım, hiç değilse daha sık damlamasını sağlayabilir miyim diye çeşmenin ağzını kurcalayıp, genişletmeye çalıştım. Ah, ellerim kırılsaydı! Kuru dal kırıldı; kırılan kısım kurnanın içinde kaldı. Benim çeşme damlamaz moldu… O günden sonra müşterim kesildi,

ATA SÖZÜ
Zurnada Peşrev Olmaz Ne Çıkarsa Bahtına

Kendini beğenmiş bir İstanbullu, Edirne’ de bir düğüne davet edilir. Düğün yemeğinden sonra hep birlikte bahçeye çıkılır. Oyun havaları eşliğinde bir süre eğlenildikten sonra, sıra istek parçalarına gelir. Onun konuk olduğunu bilen zurnacı yaklaşıp, “Çalmamızı arzu ettiğiniz herhangi bir parça var mı?” diye sorar. Zurnacıya küçümseyerek bakan İstanbullu, “Kala kala …

ATA SÖZÜ
Zorla Güzellik Olmaz

Poyraz ile Güneş, bir gün sıkı bir iddiaya girmişler. Poyraz, “Ben insanlara istediğimi yaptırırım,” demiş. “Hayır,” demiş Güneş, “asıl ben istediğimi yaptırırım.” O sırada, tarlasında çalışan bir adam görmüşler. Poyraz, “Var mısın” demiş Güneş’e, “adama üstündeki giysileri sen mi çıkartacaksın, ben mi? “Varım,” demiş Güneş, “Hadi, sen başla önce… Adama …

ATA SÖZÜ
Yerin Kulağı Var

Eskiden, çok eskiden Ege Bölgesi’nde Frigyalılar hüküm sürerken bugünkü Dinar kasabasında bir çocuk dünyaya gelir. Marsiyas adı verilen çocuk, küçük yaşta müziğe merak sarar. Frig havaları besteler, yurdunun doğa tanrısı Pan’a ilahiler yazar. Kamışa yedi delik açarak, bugün çaldığımız flüt, ney ve kavalın ilk örneğini icat eder. İcat etmekle kalmaz; …