Kur’an-ı Kerim’in Meal ve Tefsiri

Fetvalar

69 Soru: Kur’an-ı Kerim’i Türkçe olarak kabul
edenler var. Türkçe basılmış (Latin harfleri ile)
Kur’an’lar var. Bu hususta beni aydınlatmanızı
temenni ediyorum.
Cevap: Türkçe’ye çevrilmiş bulunan Kur’an tercümesi, sadece
ayetlerin karşılığından ibaretse “Meal” adını alır. Mânâ ile birlikte
açıklama da yapılmış ise “Tefsir” denilmektedir. Bu iki yoldan dilimize
aktarılmış olan meal veya tefsire Kur’an denilemez. Kur’an-ı
Kerim’in meali veya tefsiri denilir. Bununla namaz da kılınamaz.
Yeni yazı ile (latin harfleri ile) basılmış olan Kur’an-ı Kerimlere gelince:
Her ne kadar Arapça ifade taşıyorsa da ondan okumada telâffuz
hataları olur. Arapça’da “Ha, Hı ve He”, “Dal, ve Dat”, “Te ve Tı”,
“Zel, Ze ve Zı”, “Se, Sin ve Sad”, “Kaf ve Kef” gibi harfler, birbirine
yakınsa da sıfatları, çıkış yerleri ve okunuş tarzları itibariyle birbirinden
farklı bulunmaktadır. Bunlara karşılık yeni yazı (latin harfleri
ile) alfabedeki h, d, t, z, s, k harfleriyle yukarıda gösterilen harflerin
seslerini tam olarak çıkarabilmek mümkün olmamaktadır. Kur’an-ı
Kerim’in orjinal harflerinden başka bir harflerle yazılmasına İslâm
uleması cevaz ve fetva vermemiştir.
70 Soru: Kur’an’ın Arapça tarifini nasıldır?
Cevap: Kur’an-ı Kerim; “En-Nazmü’l-münezzelü alâ Resulinâ
el-menkulü anhü tevâtürâ” diye tarif edilmektedir.
71 Soru: Secde ayetinin mealini okuduğumuzda
secde yapmak vacib olur mu?
Cevap: Secde ayetinin mânâsını (tercümesini) okuyan kimseye ihtiyaten
secde etmek gerekir. Dinleyen ve secde ayetinin mânâsı olduğu nu anlamayan kimse, başkasının haber vermesi ile secde vacib olmaz.
(Ömer Nasuhi Bilmen: Büyük İslâm İlmihali, namazla ilgili bölüm,
madde: 374).

72 Soru: Haşan Basri Çantay’m tefsiri ve Ahmed
Davudoğlu’nun meali nasıldır?
Cevap: Merhum Haşan Basri Çantay’m “Kur’an-ı Hakim ve Meal-i
Kerim” adlı tefsiri ile Ahmed Davudoğlu’nun meali, mevcut mealler
içinde en güvenileni ve en güzelidirler.
73 Soru: Kur’an’ın lügat mânâsı nedir?
Cevap: Kur’an, lügat itibariyle “Toplamak ve okumak” anlamına
gelmektedir.
74 Soru: Ayet ve hadis mealleri bulunan takvim
yapraklarını sobada yakabilir miyiz?
Cevap: Evet.
75 Soru: Kur’an-ı Azim’in kaç çeşit tefsiri vardır ve
onlar nelerdir?
Cevap: Kur’an-ı Kerim’in tefsirinde iki yol vardır: Tefsir birrivâye,
Tefsir biddirâye. Tefsir birrivâye: Ashab ve eslâftan gelen rivayetleri
dikkate alarak ayet-i kerimeleri tefsir etmektir. Tefsir biddirâye: İlim
dirayetini kullanarak tefsirde bulunmaktır.
76 Soru: Re’ye göre tefsir kaç türlüdür?
Açıklayınız?
Cevap: Bu yolda yapılacak tefsir beş türlüdür. Bunlardan hangisi
olursa olsun caiz değildir. Bunlar, şöyle sıralanabilir:
1 – Tefsire imkân ve cevaz veren ilimleri tahsil etmeden yapılan tefsirdir.
Okumadan alim, yazmadan kâtip olunmaz cinsinden, ilim sahasının
yüz karaları; 10 tane harekesiz ayeti okuyamayacak kadar
cehalet karanlığı içinde ve echel-i cühelâdan bulunan bir kimsenin
yapmaya cür’et gösterdiği tefsir.
2- Allah Teala’dan başkasının bilmediği müteşâbihâta dair kesin
surette yapılan tefsirdir. Tefsir sahasının kudretli alimleri bile, bu
noktaya gelince “Allahü a’lemü bi murâdihi” demekle yetinmişlerdir.
3- Bozuk bir mezhebi takrir ve teyid için yapılan tefsirdir. Böyle
sapık bir mezhebi esas alıp tefsiri ona tabi kılma yoluna gidilmesi

Ayet-i kerimeyi aslından inhirafa zorlar.
4- Delil bulunmaksızın “Allah’ın(cc) muradı böyledir” diye kat’i
olarak yapılan tefsirdir.
5- Heva ve hevese uymak suretiyle yapılan tefsirdir. Karâmita, Batıniyye
ve Hurûfılerin tefsirleri, heva ve “keyfe mâ yeşâ” diye adlandırılacak
türdendir.
77 Soru: Tefsir-i Celâleyn’e “İki Celâl’in tefsiri”
mânâsını taşıyan bu ad ne sebeple verilmiş bulunmaktadır?
Cevap: Celâl ismini taşıyan iki büyük İslâm alimi tarafından tamamlanmış
olması bakımından “Celâleyn Tefsiri” adı verilmiştir. Bunlardan
biri, Celâlüddin bin Ebu Bekir es-Süyûti’dir. Bu zât, Fatiha’dan İsrâ suresinin
sonuna kadar olan kısmın tefsirini yapmış bulunmaktadır. Diğer
alim ise, Celâlüddin bin Muhammed bin Ahmed’dir. Bu da Kehf suresinden
sonuna kadar olan kısmın tefsirini yapmış bulunmaktadır. Bu
zatların her ikisi de Şafii mezhebinden olup, takip ettikleri tefsir tarzı,
tefsir bir rivayedir.
7g Soru: Kur’an-ı Kerim’de geçen “Hûr” ve “İn” kelimeleri
sarf ilmi yönünden ne kelimedir ve
mânâları nedir?
Cevap: “Hûr”, “Havra” kelimesinin cemilenmiş şeklidir. Mânâsına
gelince, gözün karasının son derece siyah, beyazının da son derece
ak olması mânâsına gelmektedir. “İn” lâfzı ise, “Aynâ” kelimesinin
cemilenmiş şeklidir. Büyük gözlü mânâsına gelmektedir.

Fetvalar
Abdest

Soru: Çalıştığımız iş yerinde, abdestimizi alırken, ayak yık am a yeri, yüzümüzü yıkayacağımız yere 9-10 metre uzak.Yüzümüzü yıkarken ayaklarımızı yıkayamıyoruz. Bazıları mi, değil mi? Cevap: Abdest uzuvlarının birbiri peşine yıkanması, Hanefi mezhebine göre sünnettir. Bu sebeple yüzünüzü yıkadığınız yerden 15 metre ilerdeki çeşmeden ayağınızı yıkayarak aldığınız abdestle namaz kılmak caizdir. …

Fetvalar
Hazreti Peyşamber’in Yakınları

177 Soru: Resûlullah Efendimizin(sav) dedesi Abd (yani, Efendimizin(sav) b a ba annesi) n in adı nedir? Cevap: Abdülmuttalib’in zevcesinin adı Fâtıma’dır. (Mustafa Asım Koksal: Hazreti Muhammed ve İslâmiyet, Mekke Devri s.20). 17 Soru: P e y g am b e r im iz in (sav) annesinin  adı nedir ? Cevap: Resûlullah …

Fetvalar
Hz. Peygamber (S.A.V.)’in Çocukları

Soru: Peygamber (s.a.v) Efendimiz, ik i k ız ın ı Ebû Cehil’in,oğullarına vermiş. Rukayye (ra) ile Ümmü Gülsüm’ü (ra) bu kimselere neden verm iş ? “Müşrike kız verme fakat al” deniliyor. Açıklayınız. Cevap: Peygamber Efendimizin (sav) Rukayye ve Ümmü Gülsüm adlı kızları, Ebû Cehil değil Ebû Leheb’in oğluna nikâhlanmış ise …