Haydan Gelen Huya Gider

ATA SÖZÜ

Yaşlı bir avcıyla, bir delikanlı birlikte ava çıkarlar. Bir dağın eteklerini yavaş yavaş tırmanırken, rüzgârın, kurumuş ot öbeklerini köklerinden söküp sürüklediğini görürler. Üstelik rüzgâr sürüklemekle kalmamakta, bu ot topaklarını sağa sola savurduktan sonra dağın hemen altındaki büyük bir çukura doldurmaktadır. Bu durum, delikanlının çok ilgisini çeker, ikide bir durup, rüzgârın kurumuş otlarla oynadığı bu oyunu izler. Delikanlının geride kaldığını gören yaşlı avcı, durup, “Nereye bakıyorsun öyle?” diye sorar. “Rüzgârın yaptığına bakıyorum,” der delikanlı. “Otları yerlerinden çıkardı; sonra onları toplayıp şu aşağıdaki çukura doldurdu.” Başını salladı yaşlı avcı: “Böyledir bu… Haydan gelen huya gider!” dedi. Delikanlı, soru dolu gözlerle baktı yaşlı avcıya: “Hay nedir?” “Bayır demek… Eskiden bayırlara hay derdik.” “Ya huy?” “O da çukur demek… Eskiden öyle denirdi.”

ATA SÖZÜ
Zurnada Peşrev Olmaz Ne Çıkarsa Bahtına

Kendini beğenmiş bir İstanbullu, Edirne’ de bir düğüne davet edilir. Düğün yemeğinden sonra hep birlikte bahçeye çıkılır. Oyun havaları eşliğinde bir süre eğlenildikten sonra, sıra istek parçalarına gelir. Onun konuk olduğunu bilen zurnacı yaklaşıp, “Çalmamızı arzu ettiğiniz herhangi bir parça var mı?” diye sorar. Zurnacıya küçümseyerek bakan İstanbullu, “Kala kala …

ATA SÖZÜ
Zorla Güzellik Olmaz

Poyraz ile Güneş, bir gün sıkı bir iddiaya girmişler. Poyraz, “Ben insanlara istediğimi yaptırırım,” demiş. “Hayır,” demiş Güneş, “asıl ben istediğimi yaptırırım.” O sırada, tarlasında çalışan bir adam görmüşler. Poyraz, “Var mısın” demiş Güneş’e, “adama üstündeki giysileri sen mi çıkartacaksın, ben mi? “Varım,” demiş Güneş, “Hadi, sen başla önce… Adama …

ATA SÖZÜ
Yerin Kulağı Var

Eskiden, çok eskiden Ege Bölgesi’nde Frigyalılar hüküm sürerken bugünkü Dinar kasabasında bir çocuk dünyaya gelir. Marsiyas adı verilen çocuk, küçük yaşta müziğe merak sarar. Frig havaları besteler, yurdunun doğa tanrısı Pan’a ilahiler yazar. Kamışa yedi delik açarak, bugün çaldığımız flüt, ney ve kavalın ilk örneğini icat eder. İcat etmekle kalmaz; …