ATA SÖZÜ

Yoksul bir adam vardı. Ailesinin geçimini bütün gün el işinde çalışarak sağlardı. Bu yüzden bahçesindeki cevizleri bile toplayacak zamanı olmazdı çoğu kere. Oğlu büyüyüp delikanlı olunca, “Şu cevizleri sen toplar mısın?” dedi ona. “Birazını biz yeriz, birazını da çarşıda satar, bir ihtiyacımızı karşılarız.” Delikanlı,

“Tamam baba,” dedi ama unuttu dediğini. Akşam karanlığında eve girerken hatırladı verdiği sözü. “Yarın mutlaka toplarım,” dedi kendi kendine ve sonraki gün yine unuttu. Öbür gün de, daha öbür gün de aynı şeyi yapınca cevizlerin hâlâ toplanmadığını gören babası kızdı sonunda, “Toplayacak mısın, toplamayacak mısın?” diye sordu oğluna. “Toplayacağım baba!” “Ne zaman peki?” “Söz, yarın toplayacağım!”

Ertesi gün de aynı şey oldu… Akşam karanlığında bahçeye girince, cevizlerin toplanacağı geldi aklına. Baktı, ay ışığı çevreyi birazcık aydınlatıyor.

Kolları sıvadı hemen. Bir uzun sopa bulup başladı cevizleri çırpmaya. Yere düşenleri toplayarak, bir torbaya doldurup girdi eve. Geç saatte eve dönen
babası torbadaki cevizleri görünce sevindi: “Aferin, sonunda topladın demek ki,” dedi. Çevresine baktı. Başka torba göremeyince, “Hepsi bu kadar
mı?” diye sordu. “Bu kadar baba!”

“Bu kadar olamaz!” dedi babası. “O ağaçta, bunun yirmi katı ceviz vardı.” “Bu kadar baba!” “Peki, sabah bakarız…” Sabah uyanır uyanmaz babayla oğulun ilk işleri bahçeye çıkmak oldu. Evet, yerde sağa sola saçılmış cevizler vardı, ama cevizlerin çoğu ağaçta, dallarında duruyordu.

Baba, alaycı bir gülüşle oğluna bakınca, delikanlı başını önüne eğdi. Bunun üzerine babası, sevecen bir sesle, “Oğlum,” dedi, “anladın değil mi? Ay ışığında ceviz silkilmez!”

ATA SÖZÜ
Zurnada Peşrev Olmaz Ne Çıkarsa Bahtına

Kendini beğenmiş bir İstanbullu, Edirne’ de bir düğüne davet edilir. Düğün yemeğinden sonra hep birlikte bahçeye çıkılır. Oyun havaları eşliğinde bir süre eğlenildikten sonra, sıra istek parçalarına gelir. Onun konuk olduğunu bilen zurnacı yaklaşıp, “Çalmamızı arzu ettiğiniz herhangi bir parça var mı?” diye sorar. Zurnacıya küçümseyerek bakan İstanbullu, “Kala kala …

ATA SÖZÜ
Zorla Güzellik Olmaz

Poyraz ile Güneş, bir gün sıkı bir iddiaya girmişler. Poyraz, “Ben insanlara istediğimi yaptırırım,” demiş. “Hayır,” demiş Güneş, “asıl ben istediğimi yaptırırım.” O sırada, tarlasında çalışan bir adam görmüşler. Poyraz, “Var mısın” demiş Güneş’e, “adama üstündeki giysileri sen mi çıkartacaksın, ben mi? “Varım,” demiş Güneş, “Hadi, sen başla önce… Adama …

ATA SÖZÜ
Yerin Kulağı Var

Eskiden, çok eskiden Ege Bölgesi’nde Frigyalılar hüküm sürerken bugünkü Dinar kasabasında bir çocuk dünyaya gelir. Marsiyas adı verilen çocuk, küçük yaşta müziğe merak sarar. Frig havaları besteler, yurdunun doğa tanrısı Pan’a ilahiler yazar. Kamışa yedi delik açarak, bugün çaldığımız flüt, ney ve kavalın ilk örneğini icat eder. İcat etmekle kalmaz; …