Ormanlar kralı aslan, bir gün karın ağrısından kıvranmaya başladı. Bunu duyan hayvanlar toplanıp aslanın inine koştu… Geçmiş olsun dileklerini ilettiler ona. Aslan, baktı ki gelenlerin arasında tilki yok. Canı sıkıldı bu işe. “Tilki neden gelmedi, bileniniz var mı aranızda?” diye sordu. Kurt hemen öne çıkarak, “Efendim, siz de bilirsiniz, tilki kendini beğenmişin biridir, kuyruğuna bakar çalım satar,” dedi. Öfkelendi aslan: “Çabuk bulup getirin şu saygısızı bana!”Karga uçtu hemen, buldu tilkiyi. “Çabuk,” dedi, “aslan seni çağırıyor. Herkes geçmiş olsuna geldi, bir sen gelmedin. Kurt, senin
kendini beğenmişliğinden dolayı gelmediğini söyleyince küplere bindi.

” Kurnaz tilki o an anladı her şeyi. Kargaya, “Git haber ver, ben şimdi geliyorum,” dedi. Karga havalanınca, yol kenarından yavşan otu toplayan tilki, soluk soluğa çıktı aslanın karşısına. Aslan, “Ben burada karın ağrısından kıvranıyorum, sen geçmiş olsuna bile gelmiyorsun!” diye kükreyince,

“Ah efendim,” dedi kurnaz tilki, “kuru kuru geçmiş olsuna herkes gelir. Ben derdinize derman olacak ot arıyordum, buldum sonunda!” Topladığı yavşan otlarını uzattı aslana. “Ne olacak bu otlar?” diye kükredi aslan.

Tilki eğildi önünde aslanın. “Kaynatılıp içilecek efendim!” dedi. Hemen kaynatıldı otlar. Suyu içince karın ağrısı geçen aslan, “Falakaya yatırın şu kurdu,” dedi, “başkaları için ileri geri konuşmasın bir daha!” Sıkı bir falakadan geçen kurt, bir kenarda acıyla inlerken, tilki yaklaştı yanına.
“Geçmiş olsun kurt kardeş,” dedi. Kurt, “Bu bela senin yüzünden geldi başıma,” diye sızlanınca, “Eee, akılsız başın cezasını ayaklar çeker,” diye cevap verdi tilkide.

Share on Facebook

Post on X

Follow us

Save