ATA SÖZÜ

Nasıl olmuşsa olmuş, tilkinin dalgınlığına gelmiş, düşmüş bir kuyuya. Kuyu, dizlerine kadar su dolu. Sıçrayıp çıkamamış dışarı. Kara kara ne yapacağını düşünürken, birden kuyunun başında bir keçi belirmiş. Sakalları uzamış yaşlı keçi, kuyudaki tilkiyi görünce, “Ne yapıyorsun orada?” diye sormuş. “Su içiyorum,” demiş tilki, laf olsun diye. Sakallı keçi atılmış hemen: “Ben de çok susamıştım!” Gözleri parlamış tilkinin. “Öyleyse sen de atla,” demiş. “Çok güzel su; kana kana iç!” Keçi hiç düşünmeden atlamış kuyuya.

Kana kana içmiş suyunu, sonra başını kaldırıp bakınca yukarı… Kuyunun ağzının ne kadar yüksekte olduğunu fark etmiş. “Eee, nasıl çıkacağız buradan?” diye sormuş tilkiye. Tilki de bu soruyu bekliyormuş zaten.
“Kolay…” demiş. “Sen arka ayaklarının üstünde yükselip ön ayaklarını dayarsın duvara. Ben sırtına atlayıp çıkarım yukarı…

Çıkınca da, ön ayaklarından tutup yukarı çekerim seni.” “Tamam,” demiş keçi. Hemen ön ayaklarını dayamış duvara. Tilki sevinçle zıplamış keçinin sırtına. Sonra hooppp, kolayca çıkmış kuyudan. Çıkar çıkmaz da el sallamış keçiye.

Keçi, o zaman anlamış tilkinin oyununu. Öfkeyle bağırmış ona: “Ama biz böyle konuşmamıştık!” “Keçiciğim,” demiş tilki, “sakallarını büyüteceğine, biraz da aklını büyütseydin keşke; o zaman, inmezdin kuyuya… Akıl olmayınca ne yapsın sakal?”

ATA SÖZÜ
Zurnada Peşrev Olmaz Ne Çıkarsa Bahtına

Kendini beğenmiş bir İstanbullu, Edirne’ de bir düğüne davet edilir. Düğün yemeğinden sonra hep birlikte bahçeye çıkılır. Oyun havaları eşliğinde bir süre eğlenildikten sonra, sıra istek parçalarına gelir. Onun konuk olduğunu bilen zurnacı yaklaşıp, “Çalmamızı arzu ettiğiniz herhangi bir parça var mı?” diye sorar. Zurnacıya küçümseyerek bakan İstanbullu, “Kala kala …

ATA SÖZÜ
Zorla Güzellik Olmaz

Poyraz ile Güneş, bir gün sıkı bir iddiaya girmişler. Poyraz, “Ben insanlara istediğimi yaptırırım,” demiş. “Hayır,” demiş Güneş, “asıl ben istediğimi yaptırırım.” O sırada, tarlasında çalışan bir adam görmüşler. Poyraz, “Var mısın” demiş Güneş’e, “adama üstündeki giysileri sen mi çıkartacaksın, ben mi? “Varım,” demiş Güneş, “Hadi, sen başla önce… Adama …

ATA SÖZÜ
Yerin Kulağı Var

Eskiden, çok eskiden Ege Bölgesi’nde Frigyalılar hüküm sürerken bugünkü Dinar kasabasında bir çocuk dünyaya gelir. Marsiyas adı verilen çocuk, küçük yaşta müziğe merak sarar. Frig havaları besteler, yurdunun doğa tanrısı Pan’a ilahiler yazar. Kamışa yedi delik açarak, bugün çaldığımız flüt, ney ve kavalın ilk örneğini icat eder. İcat etmekle kalmaz; …